COP28 sonuçlarını değerlendiren MLPD Basın Sözcüsü Peter Weispfenning, “Dubai’de elde edilen sonuçlar, halihazırda başlamış olan küresel iklim felaketinin, küresel çevre felaketinin ilk felaketi olarak daha da kötüleşmeye devam edeceği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
Almanya Marksist-Leninist Partisi (MLPD) Basın Sözcüsü Peter Weispfenning, Dubai’de gerçekleşen Dünya İklim Konferansı’nın (COP28) sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Birleşik Arap Emirlikleri Sultanı ve dünyanın en büyük on ikinci petrol şirketinin başkanı Sultan Ahmed Al Jaber’in İklim Konferansı’nın sonuçlarını “tarihi” olarak nitelendirip kutladığına dikkat çekilen açıklamada, bu sonuçların “emperyalist ekolojizmin bir sahtekarlığı” olduğu ifade edildi.
“Açık bir dille ifade etmek gerekirse, önümüzdeki birkaç on yıl boyunca muazzam azami kar, petrol, kömür ve gazın yakılmasıyla elde edilebilmektedir. Sadece 2022 yılında küresel petrol ve gaz endüstrisi (kömür hariç) yaklaşık 4 trilyon ABD doları kar elde etti. Yegane egemen olan uluslararası finans sermayesi, bunun halihazırda başlamış olan küresel çevre felaketini nasıl etkileneceğini bakmaksızın, bu maksimum karlardan vazgeçmek istemiyor” denilen açıklamada, Paris’te belirlenen 1.5 derecelik hedefe ulaşmanın yolunun bu olduğunun iddia edildiğine dikkat çekildi.
Bu yıl 1.42 derece yükselme yaşandığına işaret edilen açıklamada, “2023, şimdiye kadar ölçülen en yüksek sıcaklıkların ve en yüksek CO2 emisyonlarının yaşandığı yıl oldu” denildi.
Açıklama, şöyle devam etti: “Bu sözde iklim konferansını düzenleyenlerin tamamen görmezden geldiği şey: İnsan müdahalesi olmadan bile atmosferin ısınmasına neden olan kendi kendini yok edici süreçlerin başlamış olduğu gerçeği, örneğin donmuş toprakların çözülmesi ya da buzulların erimesi. Dubai’de elde edilen sonuçlar, halihazırda başlamış olan küresel iklim felaketinin, küresel çevre felaketinin ilk felaketi olarak daha da kötüleşmeye devam edeceği anlamına geliyor. Bu durum, iktidardakilerin insanlığı bile bile ve gözleri açık bir şekilde küresel çevre felaketinin uçurumuna sürükledikleri gerçeğinin altını çiziyor.”
